Adıyaman Hakkında Her Türlü Bilgi

OdevTest
OdevTest
Kasım 22, 2018

Adıyaman Hakkında Her Türlü Bilgi

İdari Durum

Adıyaman, sahip olduğu mümbit, barınmaya ve korunmaya elverişli toprakları, başta Fırat olmak üzere nehir ve akarsuları, soğuk su kaynakları nedeniyle, tarih boyunca, çoğu medeniyetlerin buluştuğu, kaynaştığı, kucaklaştığı, önemli yerleşim yerlerinden birisi olmuştur.

Geçmişten, günümüze değişik medeniyetlerin kültürleri ile yoğrulup, bugünlere ulaşan Adıyaman ilimiz, 1516 yılında Yavuz Sultan Selim’in İran Seferi sırasında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Adıyaman, başlangıçta merkezi Samsat Sancağı olarak Maraş Beyler Beyliğine bağlı iken, 1841 yılında ilçe olmuş, 1849 yılında sancak olarak Diyarbakır’a bağlanmıştır. 1859 yılında Malatya’nın sancak olması ile birlikte Cumhuriyetin kuruluşundan 1954 yılına kadar eski idari yapısı korunarak Adıyaman ilçe olarak Malatya’ya bağlanmış ve  01.12.1954 tarih ve 6418 sayılı Kanun ile Adıyaman Vilayet olmuştur.

Adıyaman Tarihi

Adıyaman, tarihin bilinen en eski yerleşim yerlerinden biridir. Adıyaman Palanlı Mağarasında yapılan incelemelerde kent tarihinin M.Ö. 40000 yıllarına kadar uzandığı anlaşılmıştır.
Yine Samsat-Şehremuz Tepe’deki tarihi bulgulardan M.Ö. 7000 yılına kadar Paleolitik, M.Ö. 5.000 yıllarına kadar Neolitik, M.Ö. 3000 yıllarına kadar Kalkolitik ve M.Ö. 3000-1200 yılları arasında da Tunç Çağı dönemlerinin yaşandığı anlaşılmıştır. Bu dönemde bölge Hititlerle Mitannilar arasında el değiştirmiş ve Hitit Devletinin yıkılmasıyla (M.Ö. 1200) karanlık bir dönem başlamıştır. M.Ö. 1200’den Frig Devletinin kuruluşu olan M.Ö. 750 yıllan arası dönemle ilgili olarak yazılı kaynağa rastlanmamıştır. Ancak; bu dönemde yöre, Asur etkisine girmeye başladığından, Samsat’ta bulunan Asur etkili mühürler ve Kahta Eskitaş Köyünde bulunan Hitit Hiyeroglifi ile yazılmış kitabeler, Anadolu’daki tarihi silsilenin ilimizde de aynen devam ettiğini, göstermektedir. Bu dönemde Adıyaman ve çevresinde Hitit Devletinin yıkılmasıyla ortaya çıkan Geç Hitit şehir devletlerinden biri olan Kummuh Devleti hüküm sürmüştür.
M.Ö. 900-700 yılları arasında yöre Asur etkisinde kalmakla birlikte, Asurlular tam olarak egemen olamazlar. 6. yüzyılın başlarından itibaren yöreye Persler hakim olur ve yöre Satrap’lar (Valiler) eliyle yönetilir. M.Ö. 334 yılında Makedonya Kralı Büyük iskender’in Anadolu’ya girmesiyle Pers’ler hakimiyetini kaybetmiş ve M.Ö. 1. yüzyıla kadar yörede Makedonyalı Seleukos Sülalesi hüküm sürmüştür. Bu sülalenin gücünün zayıfladığı sıralarda, Kral Mithradetes l Kallinikos Kommagene Krallığının bağımsızlığını ilan etmiştir (M.Ö. 69).

Başkenti Samosota (Samsat) olan Kommagene Krallığı, egemenliğini MS. 72’ye kadar sürdürmüş, bu tarihte yöre Roma imparatorluğunun eline geçmiş ve Adıyaman Roma imparatorluğunun Syria (Suriye) Eyaletine, 6. Lejyon olarak bağlanmıştır. Roma imparatorluğunun 395 yılında Batı ve Doğu Roma olarak ayrılmasıyla, Adıyaman Doğu Roma imparatorluğuna katılmıştır. 643 yılından itibaren bölgeye İslam akınları başlamakla birlikte İslam hakimiyeti ancak 670 yılında Emevi’lerle kurulabilmiştir. 758 yılında ise, II, Abbasi komutanlarından Mansur Ibni Cavene’nin hakimiyetine girer. 926 yılına kadar Abbasi hakimiyetinde kalan şehirde bu tarihte Hamdanilerin egemenliği başlar. 958 yılında yöre yeniden Bizanslıların eline geçer.
1114-1181 yıllan arası yöreye Türk akınları olur. 1204-1298 yılları arasında Samsat ve yöresini Anadolu Selçukluları ele geçirir. 1230 ve 1250 yıllarında Moğol saldırılan yaşanır. 1298’de yöre ve bölge Memlüklerin eline geçer. 1393 yılında Adıyaman bu kez de Timurlenk tarafından yağmalanır.
Büyük bir istikrarsızlığın olduğu orta çağ boyunca Adıyaman Bizans, Emevi, Abbasi, Anadolu Selçukluları, Dulkadiroğullan arasında el değiştirmiş ve nihayet Yavuz Sultan Selim’in Iran seferi sırasında 1516 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Osmanlı topraklarına katılan Adıyaman, başlangıçta merkezi Samsat’ta bulunan bir Sancakla Maraş Beylerbeyliğine bağlıyken, Tanzimat’tan sonra bir kaza olarak Malatya’ya bağlanmıştır.
Cumhuriyetin kuruluşundan 1954 yılına kadar eski idari yapısı korunarak Malatya’ya bağlı kaza konumunda olan Adıyaman 1 Aralık 1954 tarihinde 6418 sayılı Kanunla Malatya’dan ayrılarak müstakil il haline gelmiştir.
İdari Tarihçesi
Dulkadiroğullarından Osmanlı İmparatorluğu’na geçen Adıyaman şehri, önce Kahraman Maraş (Zülkadriye) Eyaleti sınırları içinde yer alır. İlk yıllarda (1519-1530) Samsat sancağına bağlanır. 1531’ den sonra da Elbistan sancağına bağlanır. 1841 yılında Adıyaman şehrinin ilçe merkezi olduğunu görüyoruz. Şehrin, vali adına görev yapan bir memur yani kaymakam tarafından yönetilmeye başladığını görüyoruz.
Ancak tarihi belgelerde “Kaymakam”sözcüğüne rastlanmamıştır. 1849 yılında sancak haline getirilerek Diyarbakır’a bağlanmıştır. Bu tarihten itibaren Besni, Kahta ve Siverek ilçelerinin de Adıyaman sancağına bağlandığını görüyoruz. 1859 yılında bu defa Malatya sancak olunca, Adıyaman tekrar ilçe haline dönüştürülür. Bu durum, Adıyaman’ın resmen il merkezi olduğu 01.12.1954 tarihine kadar devam eder.
22.06.1954 tarih ve 6414 sayılı Yasa ile Kahta, Besni, Gerger ve Çelikhan ilçeleri ile birlikte 16 bucak da Adıyaman’a bağlanmıştır. Daha sonra 7035 sayılı kanunla 01.04.1958 tarihinde Gölbaşı, 01.04.1960 tarihinde Samsat, 09.05,1990 tarihinde 09.05.1990 tarihinde 1664 sayılı yasayla Tut ve 1991 yılında ise Sincik ilçe merkezine dönüştürülmüştür. Bugün Adıyaman’a bağlı 8 ilçe merkezi bulunmaktadır.
İl Adının Hikayesi
Adıyaman isminin menşeyi hakkında çeşitli rivayetler vardır.
Birinci rivayete göre; Perre şehrinde cereyan ettiği belirtilen bir olaya bağlanmaktadır. FARRİN yada PERRE olarak bilinen şehirde PUT’ a tapan bir babanın yedi oğlu, babalarında evde olmadığı bir gün bütün putları imha ederek ALLAH’ın (Hz. İsa’nın söylediği gibi) bir olduğunu kabul ve ilan ederler. Putperest baba durumu öğrenince yedi oğlunu da öldürür. Babaları tarafından öldürülen yedi kardeşin hatırasına Farrin (Perra=Pirin)’ de bir manastır yaptırılır. Bu olaydan ötürü de şehre Yedi Yaman adı verilir. Yedi Yaman zamanla Adıyaman şekline dönüşür.
İkinci rivayete göre; Adıyaman şehrinin ortasında yaptırılan Mansur’un kalesi olarak bilinen kale’ ye halk, Hısn-ı Mansur ismini vermiştir. Hısn-ı Mansur isminin menşeyi hakkında iki ayrı rivayet mevcuttur. Kaynaklarda VII. yüzyılda buraya gelen Emevi komutanlarından Kays kabilesine mensup Mansur. Ca’vene’ye izafetle bu ismin verildiği rivayet edilmekte ise de başka bir rivayete göre bu ismin Abbasi Halifesi Ebu Cafer El-Mansur’un adından gelmektedir. Zamanla halk arasında telâffuz şeklinin de değişmesiyle “HÜSNÜ MANSUR” olarak bu şehrin ismi değiştirilmiş olmaktadır.
Üçüncü rivayete göre; Adıyaman şehrini doğu, batı ve güney yönlerinde derin vadiler çevirmiştir. Bu vadilerin yamaçları zengin meyve ağaçları ile kaplı olduğu gibi, şehrin çevresinin de meyve ağaçlarıyla kaplanmış olmasından dolayı güzel vadi anlamında olan “VADİ-İ LEMAN” (Güzel vadi) kelimesinin söylenişi zamanla değişmiş ve halk arasında “ADIYAMAN” şekline dönüşmüştür. Ancak, Hısn-ı Mansur yani Hüsnü Mansur ismi 1926’ ya kadar resmi ad olarak kalmıştır. 1926 yılından itibaren Bakanlar Kurulu kararları ile şehrin ismi tekrar ADIYAMAN olarak değiştirilmiştir.
Yeni Çağda Adıyaman
1515 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun hükümdarı Yavuz Sultan Selim, İran seferi dönüşünde Dulkadiroğulları Beyliği’nin egemenliğine son vererek, Adıyaman ve çevresini topraklarına katar. Böylece Adıyaman’da Osmanlı İmparatorluğu dönemi başlamış olur.
Adıyaman ve çevresi Osmanlı yönetimine girdikten sonra, sınır boyu olmaktan çıkar. Bunun sonucu olarak savaş, baskın ve istila korkusundan kurtulur, huzura ve sükuna kavuşur. Osmanlı yönetiminin Türk aşiretlerini belli yörelerde oturmaya mecbur eden iskan (yerleşme) politikasından dolayı, Anadolu’nun diğer yerlerinde olduğu gibi bu yörede de zaman zaman isyanlar meydana gelir; ancak bu isyanlar bastırılır.
Orta Çağda Adıyaman
Adıyaman ve çevresi M.S.395 yılından itibaren Doğu Roma İmparatorluğu’ nun (Bizans Devleti’nin) egemenliği altındayken İslam akımlarına maruz kalmıştır.
Hz. Ömer’in halifeliği döneminde (634-644) Adıyaman ve çevresi Müslüman Arapların eline geçmiştir. Aba Ubeyde, Halid Bin Velid, Sait Bin Ebi Vakkas ve İyaz Bin Ganm gibi tanınmış islam komutanlarının katıldığı savaşlar sonucunda 638 yılında bu bölge İslam topraklarına katılmıştır.
Adıyaman ve çevresi bir süre Müslümanlarla Bizanslar arasında sınır bölgesi ve çekişme konusu olur. 670 yılında Emevi komutanlarından Mansur Bin Cavena Adıyaman’ı ele geçirir. Bu komutanın Adıyaman şehrinin ilk yerleşim alanı içinde kalan bugünkü Adıyaman Kalesini yaptırdığı rivayet olunur.

M.S. 758 yılında Abbasi halifesi Ebu Cafer Mansur tarafından Emevi egemenliğine son verilir. Böylece Adıyaman ve çevresine Abbasiler hakim olurlar.

M.S. 1066 yılında Selçuklu komutanlarından Gümüştekin, Adıyaman şehrini (Hısn-ı Mansur-u) ve çevresini ele geçirir; ancak iç karşılıktan dolayı geri çekilir. 1071 Malazgirt Muharebesi’ni izleyen 1082 yılında Hıns-ı Mansur (Adıyaman şehri), tekrar ele geçirilir ve Abbasi hakimiyeti sona erer. Selçukluların egemenliği altında kalan Adıyaman ve çevresi Haçlı Savaşları’nın etkisi altında kalarak geçici olarak el değiştirir. Adıyaman ve çevresi1114-1204 tarihleri arasında Eyyubilerin kontrolü altına da girmiştir. Anadolu Selçukluların 1298 yılında Moğolların istilasına uğrar; iç karışıklık yaşanır. Bu durum 1339 tarihine kadar devam eder. 1339 tarihinde Adıyaman ve çevresi, Dulkadıroğulları Beyliği’nin kurulmasından bir süre sonra Dulkadıroğulları’ nın egemenliğine girer. 1398’ de Osmanlı Padişahı Yıldırım Beyazıt yöreyi ele geçirirse de Doğu Anadolu’ya egemen olan Timur tehlikesi nedeniyle geri çekilir. Sonuçta Adıyaman ve çevresi tekrar Dulkadıroğulları’nın eline geçer.
Eski Çağda Adıyaman
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Fırat ve Dicle nehirlerinin arasında kalan havzadaki Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Siirt, Şirnak, Batman ve Mardin illerini içine alan topraklardaki sulama ve enerji üretimine yönelik bir proje gerçekleştirilmiştir. Bu proje kısa adı GAP olan Güneydoğu Anadolu Projesi’dir. Bu proje çerçevesinde, su altında kalmış antik yerleşim bölgelerinde arkeolojik araştırmalar yapılmıştır.
Coğrafi konum itibariyle Güneydoğu Anadolu Bölgesi, güneyde Mezopotamya, doğuda İran, kuzeyde doğu Anadolu ve Kafkasya, batıda Orta Anadolu bozkırları arasında yer alan bir orta bölgedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi yaylaları, sözü edilen bölgeler arasında binlerce yıl önce parlayıp sönen eski medeniyetlerin bir kavşak yeri olduğu için insanlık tarihi boyunca eşi az görülen medeniyetlere sahne olmuştur (ERZEN,Afif: Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Tarih Anatolia and Urartions-Ankara 1984 s.7).
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Tarih öncesi çağlarda yaşayan insanların ihtiyaçlarını karşılayacak elverişli bütün özelliklere sahipti. Su kaynakları, doğal kaya sığınakları, çayır ve ormanlık alanları ile zengin av hayvanları insanları en eski çağlardan beri bu bölgeye çekmiş olmalıdır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki bu elverişli özellikler, avcılık ve toplayıcılıkla geçimlerini sürdüren insanlara çok olumlu yaşama ortamı sunmuştur. Bu ortam bölgede bir çok medeniyetin filizlenmesi sonucunu doğurmuştur.
Adıyaman Bölgesindeki Eskiçağ Yerleşmeleri
Paleolitik Yerleşmeler
Paleolitik kültürü meydana getiren insanlar mağaralarda yaşıyorlardı. Bu insanlar için avcılık kültürel gelişimin ilk devrelerinde en önemli aşamalardan biriydi. Bölgede bulunan bol miktardaki av hayvanı insanların düşüncesine ve sosyal yaşantısına yön veren etkenlerden biri olmuştur. Adıyaman-Malatya karayolu üzerinde bulunan PALANLI KAYAALTI SIĞINAĞI işte böyle bir paleolitik dönem yerleşmesidir.

Adıyaman Samsat Şehramuz Tepesi ve Çevresi Yerleşmeleri’nde yine paleolitik dönem kalıntıları bulunmaktadır. Bölgede ayrıca Kung Kıracı Tepesi, Ziyaret Tepesi ve Kemşak Tepesi gibi yerleşim yerleri de vardır.

Adıyaman yöresinde Neolitik, Kalkolitik ve Eski Tunç Dönemini yansıtan yerleşme yerlerinin başında, bugün Atatürk Barajı gölü sahası içinde kalan Samsat (Samosata Höyüğü) gelmektedir. Ayrıca Kommegene Krallığı’nın başkentliğini yapmıştır. Keza Tille Höyük yörenin diğer önemli bir höyüğüdür.

Adıyaman bölgesi Helenistik ve Roma Dönemi eserleriyle ün yapmış bir bölgemizdir. Bu kalıntıların en önemlisi Eski Kahta Köyünün yanındaki 2150 m yüksekliğinde Nemrut Dağı’nın üzerindedir. Toros Dağları ile Fırat Nehri arasındaki yöre, Helenistik ve Roma çağlarında Kommagene olarak adlandırılır.

Kommagene M.Ö. I. yüz yıl başında Selevkoslar soyuna son veren iç savaşlar sırasında I. Mithradates Kallinikos tarafından bağımsız bir krallık olarak kurulmuştur. Antikçağ’ daki adı Nymphaios olan bugünkü Kahta Çayı üzerindeki Eski Kahta Köyünün yanında yer alan Arsameia kentinde, antik kentin kuruluşunu anlatan yazıtlara rastlanmıştır. Bu kentin 3 km güneybatısında Kahta Çayı’nın bir kolu olan Cendere Çayı’ndaki güzel köprü, sütunlar üzerindeki Latince bir yazıta göre Roma döneminde dört Kommagene kenti tarafından yaptırılmıştır.

Antitorosların bir uzantısı olan Nemrut Dağı’nın 2150 m yükseklikteki zirvesinde bugün herkes tarafından bilinen ve Geç Helenistik Devirden kalma tapınaksal mezar anıtı, yeryüzünün en değerli kültür varlıklarından biri olarak kabul edilmiştir. Bu anıt ve çevresi 1987 yılında UNESCO nezrindeki “İnsanlığın Kültür Mirası” listesine alınmış 1988 yılında da Türk Hükümeti tarafından Milli Park ilan edilmiştir.

Roma dönemi eserleri arasında kaya mezarları da bulunmaktadır. Adıyaman Kahta İlçesi Eskitoz (Ancos) Köyünün doğusundaki Fırat vadisinde yamaç boyunca kalker kayalara oyulmuş pek çok mezar bulunmuştur. Ancak bunlar Atatürk Barajı suları altında kalmıştır.

Güneydoğu Anadolu Bölgesinde özellikle Adıyaman ve Gaziantep yöresinde kurulmuş olan ilk devlet Kommagene (M.Ö.69-M.S.72) Krallığıdır. Bölgede Selevkos hakimiyetini İran’daki Parth’ların (M.Ö.240-85) hakimiyeti takip eder. Parthlar sınırlarını Fırat boylarına kadar genişleterek Diyarbakır’ı ellerine geçirdiler.
Ancak M.S.226 yıllarına kadar ellerinde tutabildiler (OKTAY Akşit,“Roma İmparatorluk Tarihi” İstanbul 1985).

Adıyaman Kronolojisi

M.Ö. 40000- M.Ö. 7000 Paleolitik
M.Ö. 7000 – M.Ö. 5000 Neolitik
M.Ö. 5000 – M.Ö. 3000 Kalkolitik
M.Ö. 3000 – M.Ö. 1200 Hititler
M.Ö. 1200 – M.Ö. 750 Asurlular
M.Ö. 750 – M.Ö. 600 Frigler
M.Ö. 600-M.Ö. 334 Persler
M.Ö. 334-M.Ö. 69 Makedonlar
M.Ö. 69-M.S. 72 Kommagene Krallığı
72-395 Roma imparatorluğu
395-670 Doğu Roma (Bizans)
670-758 Emeviler
758 – 926 Abbasiler
926- 958 Hamdaniler
958 –1114 Bizanslılar
1114 –1204 Eyyubiler
1204 –1298 Anadolu Selçuklular
1298 –1516 Memluklular
1516 –1923 Osmanlı imparatorluğu

Coğrafi Yapı

Adıyaman ili Orta Fırat bölümü içinde yer alır. Eski coğrafyacı ve tarihçilere göre: Güneyde Arap Yarımadasından, Kuzeyde Toros Sıradağları’na doğru uzanan Arap çöllerinin sona erdiği yerde, Toros sıra dağlarının eteklerinde verimli topraklar yer almaktadır. Arap çöllerini kuzeyden bir ay gibi saran bu topraklara binlerce yıldan beri ‘Bereketli Hilal’ adı verilmiştir. Ortadoğu ülkelerinin merkezinde yer alan ‘Bereketli Hilal’ topraklarında Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarından gelen ana kara yolları birbirlerini kesmektedir. Tarih boyunca ‘Bereketli Hilal’ Bölgesi ana ticaret yollarının kavşak noktalarında, büyük ticaret ve sanayi şehirleri doğmuş, büyümüş, yıkılmış ve yerlerine yenileri kurulmuştur. ‘Bereketli Hilal’ bölgesinin bir parçası sayılan Orta Fırat Bölümünün illerinde olan Adıyaman şehri, ‘Bereketli Hilal’ bölgesinin en üst sınırını oluşturmaktadır. Adıyaman ili uygun coğrafi özellikleri dolayısıyla tarihinin her döneminde insanların yaşamayı tercih ettikleri bir yerleşim bölgesi olmuştur.
Yeryüzü Şekilleri:
Adıyaman ‘in Kuzey kesimi torosların uzantısı olan Malatya dağları ile çevrilidir. Çelikhan, Gerger ve Tut İlçelerinin arazilerinin çoğu dağlıktır.
İlin belli başlı dağları; Akdağ, Dibek, Ulubaba, Gördük, Nemrut, Bozdağ ve Karadağdır. Güneye inildikçe ova nitelikli araziler başlar. Kahta, Samsat, Keysun ve Pınarbaşı ovaları ilin önemli ovalarıdır.
Bitki Örtüsü:
Adıyaman ili Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri arasında köprü vazifesi gören bir şehirdir. Hatta kısmen Akdeniz Bölgesinin özelliklerini de taşır. Bu nedenle bitki örtüsü de bu üç bölgenin özelliklerini taşımaktadır. Yüksek rakımlı yerler genelde meşe ağaçları ile kaplanmış olmakla birlikte, su ve toprak erozyonu nedeni ile çıplak hale gelmiş araziler de mevcuttur. Yaz mevsiminin uzun ve kurak geçmesi dolayısıyla orman içi bitki örtüsü yok denecek kadar azdır. Tarım yapılmayan alanlar çayır, mera, yabani ağaçlar ve makilerle kaplıdır.Rakım yükseldikçe ağaç türleri değişmekte kimi bölgelerde meşeliklere rastlamak mümkün olmaktadır.Doğan, şahin, baykuş, keklik gibi yabani kuş türleri yanında tavşan, tilki, çakal gibi yaban hayvanları da Adıyaman il sınırları içerisinde yaşama alanlarına sahiptirler.
Akarsular :

Adıyaman ilinin önemli sayılabilecek akarsuları :
Çakal Çayı (37.5 km.), Kalburcu Çayı, Eğriçay (32 km.}, Besni Akdere Çayı (59 km.) Keysun Çayı (45 km..), Birimşe Çayı (35 km.), Şepker Çayı, Çat Deresi, Gürlevik Deresi ve Halya Deresi (41 km.)
Fırat Nehri:  İlin en önemli akarsuyu-dur. Şanlıurfa ve Diyarbakır illeri ile sınırı oluşturur. İl içindeki uzunluğu 180 km. dir. Kâhta, Kalburcu ve Göksu Çayları nehrin başlıca kollarıdır.
Kahta Çayı: Çelikhan yöresindeki Bulam, Abdülharap ve Recep sularını toplayıp Cendere Köprüsünden geçtikten sonra Eski Kahta ve Alut Arazisinde biriken dağ sularını da alarak Fırat Nehri’ne karışır (45.5 km).
Göksu Çayı:  Kahramanmaraş ili sınırlarından çıkar. Erkenek, Tut.ve Akdere civarından geçer. Sofraz suyunu da aldıktan sonra Gümüşkaya’nın batısında Fırat Nehrine karışır.  İI sınırlan içindeki uzunluğu 90 km. ‘dir
Sofraz Çayı: Besni ilçesi Toklu Köyü civarından çıkar. Hacıhalil Köyü yakınlarında Keysun Suyu’nu alarak Akdere civarında Göksu Çayı’na karışır. İl sınırları içindeki uzunluğu 51 km.’dir.
Ziyaret Çayı:   Kaynağını Cebel ve Zey Köyleri sularından alarak ipekli Köyü civarında Atatürk Barajı Gölü’ne karışır.
 Ovalar:
Ova Adı Bulunduğu Yer Yüzölçümü
(Km2)
Yüzölçümüne Oranı(%) Yükseklik
(m)
Kahta Ovası Kahta 832 11,0 600-700
Keysun Ovası Besni
306
4,0 600-700
Inekli Ovası Gölbaşı 45 0,5 550-650
Pınarbaşı Ovası Çelikhan 13 0,1 1450-1550

Adıyaman Sanayisi;

  • Ekonomisi ağırlıklı olarak tarıma dayalı olup, özelikle tekstil, gıda ve mermer sektörü yatırımlarında sanayileşme eğilimi görünmektedir.
  • Sanayi büyük, orta ve küçük ölçekli işletmeler şeklinde şekillenmiştir.
  • Sanayi işletmelerinin büyük bir çoğunluğu il merkezindedir.
  • Özel sektör kamu sektörüne göre daha fazla katma değer meydana getirmiştir.
  • Sanayi sektörü içerisinde tekstil sanayisinin gıda sektörüne göre daha fazla katma değer meydana getirdiği görülmektedir.
  • Darboğazda olan tesisler genellikle ham madde, Pazar noksanlığı ve ağırlıklı olarak da işletme sermayesi yetersizliği nedeniyle problemler yaşamaktadır.
  • En önemli yer altı zenginliği petroldür.
  • Özel sektör üretimleri ile birlikte ülkemiz ham petrolünün yaklaşık %20’si Adıyaman bölgesinde üretilmektedir.
  • Maden kaynakları bakımından oldukça zengin potansiyele sahiptir.

NEMRUT DAĞI ÖREN YERİ

Adıyaman’a 86 km Kahta ilçesine 51km uzaklıktadır. Dünyanın 8. harikası olarak anılan ve UNESCO Kültür Mirası Listesinde yer alan bu yer Doğu Toros Sıradağlar üzerinde 2150m yüksekliğinde, Fırat nehri geçitlerine ve ovaya hakim bir tepe üzerindedir. Kommagene Kralı 1. Anticeos ‘a ( Antikos) anakaya üzerinde bir anıt mezar yapılmış ve üzerine kırma taşlar yığılarak büyük bir tepe biçiminde tümlüs oluşturulmuştur. Tümülüsün Doğu Batı ve Kuzeyindeki kayalıklara 9-10 metre boyutlarında dev kral ve tanrı, kartal ve aslan heykelleri konulmuştur.

ARSAMEİA KUTSAL ALANI

Adıyaman ili, kahta ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. M.Ö. 3.YY da ( Hellenistik dönem) yaşamış arsemes tarafından kurulduğu için bu isimle anılmıştır. Prehistorik dönemden sonra Hellenestik, Roma ve orta çağda da yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. Güneydeki tren yolunda Mitras’ın kabartma stili bulunmaktadır.

PİRİN ÖREN YERİ (PERRE ANTİK KENT)

Adıyaman’a 5km. uzaklıkta Örenli mahallesi sınırları içerisindedir. Perre şehri, Kommagene ülkesinin 5 büyük şehrinden biridir. Günümüzde çok az bir kalıntı ulaşmıştır. Antikkentte sur duvarları, halen halk tarafından kullanılmakta olan çeşme ve 200’e yakın kaya mezarının bulunduğu Nekropol yer almaktadır.

DERİK KUTSAL ALANI

İlimiz Sincik ilçesi Çatbahçe sınırları içerisindedir. 125m yükseklikte iki tepe arasındaki düzlük alana kurulmuştur. Burada bir tapınak ve kutsal Temenus             ( çevre duvarı) ile simetrik yapıda iki adet “hercon” yer almaktadır.

PALANLI MAĞARASI:

Paleolithik dönem (taş devri) insanın yaşadığı dönemde kullanılmıştır M.Ö. 40,000 yıllarına kadar uzanan dönemde avcılık ve toplayıcılıkla uğraşan halkın mağara duvarlarına çizdikleri dağ keçisi ve geyik gibi hayvan resimleri günümüze kadar tahrip olmadan gelmiştir.

Tümülüs ve Höyükler

Kaya Mezarları ve Anıtları

TURUŞ KAYA MEZARLARI

Adıyaman Şanlıurfa karayolu 40.km’sinde Turuş (Kuyulu) köyünün bir km batısındadır. Tamamen kaya bir tepe üzerinde Roma dönemine ait 60 kadar kaya mezarından oluşmaktadır. Bazı kaya mezarlarının duvarlarında çeşitli hayvan ve insan kabartmaları ile betimler yer almaktadır.

KAYA ANITLARI

Mal Pınar Kaya Anıtı : Adıyaman merkez durak köyü Mal Pınar mezrasının kuzeybatısındadır. Göksu çayı vadisindeki Mal Pınar su kaynağının solundaki kaya üzerine 18×85 cm. ebadında bir kitabedir.

Haydaran Kaya Anıtı : İlimiz merkez Taşgedik köyü sınırları içerisindedir. Kabartma Kommagene döneminde ana kaya üzerine diktörtgen bir niş içine yapılmış, güneş tanrısı Helios ile Kommagene kralı Mithridates’in karşılıklı ayakta durmalarını tasvir etmektedir.

Kaleler

 

ADIYAMAN (HISN-I MANSUR) KALESİ

Adıyaman şehir merkezinde yer alan kale yaklaşık 25 metre yükseklikteki yığma bir höyük üzerine kurulmuştur. Adıyaman’ın Hısn-ı Mansur olarak anılmasının ilham kaynağı bu kaledir.

YENİ KALE

Adıyaman’a 60km uzaklıkta Kocahisar köyü yakınındadır. Kalede ortaçağ etkileri görülmekle birlikte daha erken dönemlerde meskun olduğu anlaşılmaktadır. Mevcut kale memluklular döneminden kalmıştır.
Kale içinde su depoları, hamam, cami ve Kahta çayına inen gizli bir suyolu bulunmaktadır.
Kalede bulunan kitabelere göre kalenin Memluk sultanlarından Kalaun ( 1279-1290), Eşref Halil (1290-1293) ve Nasır Mehmet (1293-1341) tarafından imar ve onarım gördüğü anlaşılmaktadır.

GERGER KALESİ

Adıyaman ili Gerger ilçesi Oymaklı köyündedir. Kale Fırat vadisine hakim bir tepe üzerinde Roma doneminde inşaa edilmiş, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde surlar, kale kapıları ve Tonozlu yapı grupları eklenerek kullanılmıştır.

BESNİ KALESİ

Adıyaman 50 km uzaklıkta Besni ilçesine ise 1 km mesafededir.  Kale Hititler zamanında inşa edilmiştir. Daha sonraki uygarlıklar tarafından da kullanılan kaleye Osmanlı döneminde bazı ilaveden yapılmıştır. Cami, hamam, köprü kalıntıları bu dönemden kalmaktadır.

Camiler

  

ULU CAMİİ

         Adıyaman’ın merkezinde bulunmaktadır. Dulkadiroğulları (M.S. 1137-1522 ) zamanında yapılan camii daha sonraları bir çok kez onarım görmüştür.

Caminin bugünkü şekli ile 1863 tarihinde yaptırıldığını bildiren bir kitabe , minare kaidesinin doğuya bakan üst yüzeyinde bulunmaktadır. Aynı yerde altta kemer içinde bulunan bir başka kitabede caminin 1902 yılında tamir gördüğü anlaşılmaktadır.

ÇARŞI CAMİİ

Hacı Abdulgani isimli bir kişi tarafından 1550 yılında yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlı caminin payandalarla desteklenen beden duvarları kesme taştan yapılmıştır.

ESKİSARAY CAMİİ

İlimiz merkez Eskisaray mahallesinde bulunan Saray camii (İbrahim paşa) Hicri 1148’de İbrahim paşa tarafından yaptırılmıştır. Cami bir çok defa onarım görmüştür. Son onarımda camii kuzeye doğru genişletilmiştir.

KAP CAMİİ

Kendi adıyla anılan mahallede bulunan Kap camii kitabesine göre hicri 1182 (1768) yılında yapıldıktan sonra Hicri 1342 (1923) Hacı Mehmet Ali tarafından yeniden yaptırılmıştır.

YENİPINAR CAMİİ

İlimiz Yenipınar mahallesinde bulunmaktadır. Düz bir alan üzerine kurulmuştur. Minare kaidesinde yer alan kitabeye göre Hicri 1133 (1720) senesinde Hacı Mahmut Atlı tarafından yaptırılmıştır.

LGS SINAVINA KALAN SÜRE
6 HAZİRAN 2021
UA-110949892-2