Nasrettin Hoca Fıkraları

OdevTest
OdevTest
Kasım 26, 2018

İpe Un Sermek

Nasreddin Hoca fıkralarıNasreddin Hoca, münasebetsiz komşusunun hemen her gün olur olmaz bir şeyler istemesinden bıkmış.
Komşu bir gün çamaşır ipi isteyince:
– Veremem, demiş, ipe un serdim.
– Aman Hoca, ipe un serilir mi?
– Adamın vermeye niyeti olmayınca ipe de un serer…

Öbür Taraf

Nasreddin Hoca fıkralarıAdamın biri ölmüş, yıkamaya getirmişler. Hoca kapıyı kapatmış, herkes beklemeye başlamış. Aradan 15 dakika geçmiş ses yok, yarım saat geçmiş ses yok, 1 saat geçmiş ses yok. İki saat sonra hoca kapıdan çıkmış. Merakla sormuşlar:

-Hocam ne oldu, iş neden bu kadar uzadı?
-Ne olacak adam öbür tarafa gitmemeye ısrar etti. Ondan bu kadar uzadı.

Nasreddin Hoca Gençken

Nasreddin Hoca fıkralarıHoca Nasreddin, birgün at binmek istemiş. Hayvanın boyu epey yüksekmiş. Hoca, bir türlü atın üstüne zıplayamamış. Yanındakiler duyacak şekilde sesini yükselterek serzenişte bulunmuş:
-Ah gençliğim ahh! Gençliğimizde böyle miydik?
Sonra sesini alçaltarak kendi kendine mırıldanmış:
-Ben senin gençliğini de iyi bilirim Nasreddiiin!

Kanaatsizlik

Nasreddin Hoca fıkralarıHoca’ya sormuşlar:
-Neden balıklar daha semiz, şişman da tilkilerin karnı sırtında, sürekli açlar?
Cevap pek tatminkar:
-Bu balıkların kanaatini, tilkilerin de aç gözlülüğünü gösterir.

İstediğin Kadar Vade

Nasreddin Hoca fıkralarıBir dostu Nasreddin Hoca’dan vadeyle borç para istemiş.
Hoca da:
-Para veremem, demiş. Çünkü param yok. Ama istediğin kadar vade verebilirim.

 

En Büyük Ceza

Nasreddin Hoca fıkralarıBir bilgeye sorarlar:
– Bir alime verilebilecek en büyük ceza nedir?
– Onu bir cahille hapsetmek…

 

Hep Aynı Surat

Nasreddin Hoca fıkralarıNasreddin Hoca, akşam evine dönmüştü. Hatununun suratı beş karıştı.
-O ne surat öyle hatun? Yine asılmış…
-Halamın komşusunun kızı öldü. Başsağlığından geliyorum. Göbek atacak halim yok ya.
-Aman hatun, demiş Hoca. Ben senin düğün evinden döndüğünü de bilirim.

 

Yarım Öksürük

Nasreddin Hoca fıkralarıHoca’nın zekasını çekemeyen iki kişi iddiaya girerler.
Biri der ki:
-Kim Nasreddin Hoca’yı mat ederse ona on altın vereceğim.
Nasreddin Hoca’yı yemeye davet ederler. Sofrada:
-Efendim, bize yarım öksürük lazım. Lütfen yarım öksürünüz.

Hoca hiç düşünmeden, sofradaki ekmek bıçağını alır. Bıçağın ağzını kendi ağzına koyup öksürür.
-Buyurun, der. İsterseniz orasını alınız, isterseniz burasını…

Yemesi Kolay Olsun

Nasreddin Hoca fıkralarıTimur’un defterdarları hesapta bir yanlışlık yapar.
Bunun üzerine Timur çok kızar ve o defterdara kağıtları yedirir, işten de kovar.

Yerine Nasreddin Hoca’yı alır. Nasreddin Hoca, hesapları yufka üzerine yapmaya başlar. Timur, durumu görünce haliyle sebebini sorar.

Cevap da tam Hoca’dan beklenildiği gibidir:
-Yemesi kolay olsun diye Hünkarım!

Ver Kaftanı Al Semeri

Nasreddin Hoca fıkralarıNasreddin Hoca eşeğine binmiş köyüne giderken sıkışır, bir ağaçlık dere kenarında eşekten inerek kaftanını çıkarır, eşeğin üzerine koyarak ortadan kaybolur,  ihtiyacını gidererek döndüğünde kaftanı ortada yoktur. Israrlı sorgulamasına rağmen eşeğinden de  tık çıkmayınca Hoca sinirlenir. Eşeğin semerini çözerek omuzlar ve eşeğine;

“Bre mel’un! Ver kaftanımı vereyim semerini!” diye bağırır.

Ağlama Sebebi

Nasreddin Hoca fıkralarıNasrettin Hoca, bir gün zengin bir adamın cenazesinde hem tabutun yanında yürüyor hem de sesli sesli ağlıyormuş. Cenazeye katılanlardan biri onu teselli etmek için yaklaşmış.

– “Merhum akraban mıydı?”

Hoca cevap vermiş:

-“Yok akrabam değildi, bende ondan ağlıyorum ya!”

Hoca Çıktı Mandalar Yesin

Nasreddin Hoca fıkralarıNasreddin Hoca, vali ve üst düzey bürokratlarla bir yemeğe katılır. Hocaların çok yemek yemesiyle ilgili bir fıkra anlatılır:
“Hoca ile manda bostana düşmüş. Görenler, hangisini çıkaralım demişler. Kimileri mandayı çıkarın o çok yer demiş, kimileri de yok hoca daha fazla yer onu çıkarın demiş.”

Fıkrayı dinleyen Nasreddin Hoca masadan kalkmış, bir kenara oturmuş. Masadakilerden biri Nasreddin Hoca’ya:
“Hocam niçin kalktınız” diye sormuş.
Nasreddin Hoca şu cevabı vermiş:
“Hoca çıktı mandalar yesin.”

Hatim İndiririm

Nasreddin Hoca fıkralarıNasrettin Hoca’ya karısı bir akşam:
– Sen benim yüzüme bakarak sadece besmele çekiyorsun, demiş.
Hoca:
– Eee ne olmuş ki?
Karısı:
– Halbuki imam efendi karısının yüzüne bakınca Yasin-i Şerif okuyormuş.
Hoca gülmüş:
– Senin yüzün o kadar güzel olsa, ben hatim bile indiririm.

Oğlak Büyüdü

Nasreddin Hoca fıkralarıBir gün Nasrettin Hocaya burcunu sormuşlar.
Hoca :”Tekedir” demiş.
“Aman hocam nasıl teke olur?” diye sormuşlar.
Hocada:” ben doğalı 70 sene oldu oğlak büyüdü teke oldu” demiş.

 

Uzun Namaz

Nasreddin Hoca fıkralarıNasreddin Hoca ile adamın biri birlikte yola çıkmışlar, bir süre sonra hoca:

– Namaz saati! demiş, başlamış kılmaya.

Rekat üstüne rekat, selam üstüne selam.
Adamın beklemekten canı sıkılmış, hoca namazı bitirince sormuş:

– Yahu bu ne uzun namaz böyle?
– Kazaya kalmış namazlarım vardı, onları eda eyledim.
Bu sefer adam:
– Eh ben de bir namaz kılayım! demiş ve başlamış namaza.
Ama ne namaz, bitmiyor, sonunda hoca dayanamamış:

– Mübarek, senin namaz da uzun sürdü.
– Önümüzdeki haftanın namazını kıldım…

Memnun mu?

Nasreddin Hoca fıkralarıNasreddin Hocaya sormuşlar:
– Hocam Ramazan bizden memnun mu, onu memnun edebiliyor muyuz?
Hoca cevaplamış:
– Memnun olmasa her sene 10 gün önce gelir miydi?

Helva

Nasreddin Hoca fıkralarıBir gün Hoca’nın canı helva çekmişti. Ama parası yoktu. Bakkala gitti, yutkunarak sordu:
-Bakkalbaşı, sende un var mı?
-Var.
-Yağ ile şeker de var mı?
-Onlar da var.
-Bre mübarek, ne duruyorsun öyleyse, helva yapıp yesene!

Niye Gelmediniz?

Nasreddin Hoca fıkralarıNasreddin Hoca, bazı menfaatperestler tarafından devletin yetkili mercilerine şikayet edilir.
Bunun üzerine Nasreddin Hoca ifadesi alınmak üzere çağrılır. Fakat gitmez. Yetkililer kendisine üç-dört defa haber gönderirler.
Nasreddin Hoca yine oralı olmaz. Daha sonra polis tarafından yetkili merciye götürülür. Nasreddin Hoca’ya sorarlar:
– Seni birkaç defa çağırdığımız halde niye gelmedin?
Nasreddin Hoca şöyle cevap verir:
– Biz camilerde her gün beş kez ezan okuyarak sizi Allah’ın huzuruna çağırdığımızda niye gelmediniz?

Çocukluğunu Özleyen Kavuk

Nasreddin Hoca fıkralarıBir gün hava çok sıcakmış. Hoca boncuk boncuk terliyormuş. Derken sokakta oynayan çocukları görmüş. Biraz serinlemek ve çocukları seyretmek için bir ağacın altına oturmuş. Cebinden mendilini
çıkararak terini silmiş. Kahkahalar atarak eğlenen çocukları izlemeye
dalmış…
Hoca, çocukları izlerken mahallenin en yaramaz çocuğu Ali, ağacın arkasından gizlice yaklaşmış ve Hoca’nın başındaki kavuğu kapmış.
Hoca ne olduğunu anlayamadan Ali, kavuğu arkadaşlarına götürmüş.
Çocuklar kavuğu birbirlerine atarak oynamaya başlamışlar. Hoca, kavuğunu geri almak için onlara doğru koşmuş. Çocuklar Hoca’nın geldiğini görünce dört bir yana dağılmışlar. Hoca, kavuğu
elinde tutan çocuğa yaklaşınca, çocuk kavuğu diğer
arkadaşına atıyormuş. Kavuk böylece sürekli el
değiştiriyormuş.
Hoca’nın oradan oraya koşturduğunu gören mahalleli, Hoca’ya yardım etmek istemiş ama hiçbiri çocukları yakalayamamış. Bu kovalamaca uzun süre devam etmiş. Hoca, nefes nefese kalmış, dizlerinin üstüne çökmüş. Bir süre dinlendikten sonra kavuksuz olarak eve dönmüş. Hanımı onu böyle görünce çok şaşırmış:
-Bey, sen kavuğunu hiç başından çıkarmazdın. Hayrola, bir şey mi oldu? Kavuğun nerede, diye sormuş.
Nasrettin Hoca gülümseyerek hanımına cevap vermiş:
-Sorma hanım, benim kavuk çocukluğunu özlemiş, şimdi komşu çocukları ile sokakta oyun oynuyor.

Yere Düşene Kadar

Nasreddin Hoca fıkralarıNasrettin Hoca bir gün cuma hutbesini okuduktan sonra namazı kıldırmak için aşağı inerken birden ayağı kaymış ve paldır küldür yuvarlanmış aşağı.
Cemaat koşmuş yardımına hemen:
-Aman hocam merdivenden düşerken canınız çok yandı mı?
-Hayır, yere düşene kadar hiç canım yanmadı.

Döve Döve Helva Yedirmek

Nasreddin Hoca fıkralarıKonya çarşısındaki helvacı dükkânlarının vitrinlerine iştahla bakan gariban adamın biri, bir dükkân sahibinden biraz helva sadaka olarak vermesini istemiş. Dükkâncı vermemiş. Garibanın canı da çok helva çekmiş. Dayanamayıp, dayak yemeyi de göze alarak başka bir helvacı dükkânına girmiş. Bir lenger helvayı önüne çekmiş ve hızla atıştırmaya başlamış.
Helvacı adamın üstüne yürümüş;
– Bre adam, sorup istemeden, parasını ödemeden böyle helva yenir mi? demişse de adamın aldırmayıp atıştırmayı sürdürdüğünü gören helvacı, adama sille tokat girişmiş.
Dükkânda tesadüfen bulunan Nasreddin Hoca müşterilere doğru dönüp:
-Şu Konyalı helvacılar ne iyi adamlar; parası olmayan garibana bile döve döve helva yediriyorlar, demiş.

Damdan Düşmüş Birini Bulun

Nasreddin Hoca fıkralarıNasreddin Hoca evinin damında biriken diz boyu karları sabah namazı sonrası kürümeye başlamış. Bir ara dengesini kaybederek damdan düşüp bayılmış.
Komşuları koşuşmuşlar.
Birisi: “Çabuk bir doktor çağıralım .”
Diğeri: “Aman bir kırıkçı bulalım.”
Öbürü: “Sırtlanıp doktora götürelim” derken, kargaşada ayılan Hoca, acıyan belini tutarak;
– Bırakın münakaşayı. Çabuk bana daha önce damdan düşmüş birini bulun, demiş.

Cimri Subaşı’ya Tazı Köpeği

Nasreddin Hoca fıkralarıNasreddin Hoca cimri Subaşı’yı hiç sevmezmiş. Bir gün Subaşı Hoca’ya tazı ısmarlamış.
– Hoca efendi, senin tanıdığın çoktur. Bana bir tazı bul. Tavşan kulaklı, karınca belli olsun.
Bir kaç gün sonra Hoca, tombul bir sokak köpeğinin boynuna ip takıp Subaşı’ya götürmüş.
Subaşı kızmış :
– Hoca efendi, ben senden ince belli tazı istedim, sen kocaman tombul bir sokak köpeği getirdin! demiş.
– Merak buyurmayın demiş, Hoca. Nasıl olsa sizin yanınızda bir aya varmadan tazıya döner.

Nasreddin Böyle Atar

Nasreddin Hoca fıkralarıKasabanın eşrafı ok atmaya giderken Nasreddin Hoca’yı da yanlarına almışlar. Sırasıyla herkes hedefe ok atmış. Kimi isabet ettirmiş, kimi ettirememiş. Sıra Hoca’ya gelince
– Haydi Hoca seni de görelim, demişler.

Hoca fırlatmış, ok hedefin çok uzağına düşmüş.
– İşte, demiş Hoca, Sekban başı böyle atar.
İkinci ok da hedefi vurmamış.
Hoca bu kez de:
– Bizim Subaşı da böyle atar, demiş.
Üçüncü ok hedefe tam isabet edince göğsünü kabartıp arkadaşlarına dönüp eklemiş:
– İşte Nasreddin de böyle atar.

Kırk Yaşındayım

Nasreddin Hoca fıkralarıHoca’ya yaşını sormuşlar, “kırk yaşındayım” demiş. Aradan birkaç yıl geçmiş. Yine yaşı sorulunca aynı cevabı vermiş, “kırk yaşındayım” demiş.
– Nasıl olur Hoca efendi, demişler, yıllar önce sorduğumuzda da kırk demiştin.
Hoca gülümseyerek:
– Erkek olan sözünde durur! demiş.

Bakkal Borcu

Nasreddin Hoca fıkralarıSözde, Nasreddin Hoca’yı topluluk içinde küçük düşüreceklerdi. Oldukça zengin birisi:
– Hoca Efendi, borcunuz var mı? diye sordu.
– Evet, bakkala biraz borcum var.
– Canım onu sormuyorum. Namaz borcun var mı?
Hoca kızar:
– Namaz borcunu bana Allah sorabilir.Size düşen bakkal borcunu sormaktır!

Yorgan Gidince

Nasreddin Hoca fıkralarıGecenin bir yarısında Hoca’nın evinin önünde iki kişi kavgaya tutuşunca Hoca meraklanmış. Karısının itirazını dinlemeden dışarı çıkmış. Üstüne de serinlikte üşümemek için yorganını almış.
Adamlara:
– Yahu durun, neden kavga ediyorsunuz? demeye fırsat kalmadan biri Hoca’nın sırtındaki yorganı kaptığı gibi kaçmış, öteki de başka bir yöne sıvışmış. Hoca eve eli boş dönmüş. Karısı sormuş:
– E Hocam kavgayı ayırabildin mi?
Hoca:
– Hayır hanım. Yorgan gitti, kavga bitti, demiş.

İki Kere Gelse

Nasreddin Hoca fıkralarıBayramın yaklaştığı günlerden birinde, Nasreddin Hoca iftara köylülerden birinin evine davetlidir. Ev sahibi şöyle serzenişte bulunur:
-Keşke, Ramazan, senede iki kez gelse.

Aynı sofrada misafir bulunan Hoca, hemen şu cevabı verir:

– Öyleyse Ramazan gider gitmez neden bayram yaparsın be adam? İnsan, sevdiği gidince bayram yapar mı hiç?

Rüzgar Yiyorum

Nasreddin Hoca fıkralarıNasreddin Hoca, çok rüzgârlı bir havada eşeğine binmiş giderken bir yandan da şekerli bulgur unu yemeye çalışıyormuş.
Fakat, bir türlü yiyemiyormuş.
Onu gören biri:
-Hocam, ne yiyorsun?
-Hiç demiş Nasreddin Hoca, böyle giderse sadece rüzgar yiyorum!

Çaylak

Nasreddin Hoca fıkralarıHocaya sormuşlar:
– Hocam, bir rivayete göre Çaylak denilen hayvan altı ay erkek olurmuş, altı ay ise dişi; doğru mudur?
– Valla, demiş, bu suâle hakkıyla cevap verebilmek için bir yıl çaylak olmak gerek…

 

Evini Tarlaya Taşı

Nasreddin Hoca fıkralarıAdamın biri, Hoca’ya
– Evim hiç güneş görmüyor, diye yakınmış.
– Tarlan görüyor mu? demiş Hoca.
– Evet, cevabını alınca:
– Öyleyse, Allah’ın güneşinden sakınma, evini tarlaya taşı.

Bal ile Sirke

Nasreddin Hoca fıkralarıBir gün Nasrettin Hoca’ya;
– Hocam bal ile sirke uyuşmaz derler, derler.
– Nasıl uyuşmasın? der ve gider yarım okka bal yer yarım okka da sirke içer. Yüzünün yemyeşil olduğunu görenler sorar.
– Bal ile sirke birbiri ile anlaşamadı değil mi Hocam?
Hoca hiç mertliği elden bırakmaz.
– Yoo, onlar anlaştılar anlaşmasına da şimdi beni aradan çıkarmaya çalışıyorlar.

Ağzım Yırtılacaktı

Nasreddin Hoca fıkralarıBir toplulukta gevezenin biri gecenin geç vaktine kadar, sözü hiç kimseye bırakmadan konuşmuş durmuş. Hoca onu dinlerken esneyip durmuş. Toplantı bitip ayrılırken geveze adam:
– Hocam hiç ağzını açmadın? demiş.
-Açmaz olur muyum? Az daha ağzım yırtılacaktı!

Bir Ayağı Abdestsiz Namaz

Nasreddin Hoca fıkralarıNasreddin Hoca abdest alırken, bir ayağına su yetmemiş. Namaz kılarken de bir ayağını yukarı kaldırarak namaz kılmış. Bunu gören cami cemaati:
-“Hocam bu nasıl namaz?” diye sormuş. Nasreddin Hoca:
-“Bir ayağı abdestsiz namaz”, diye cevap vermiş.

Sen de Düştün

Nasreddin Hoca fıkralarıNasreddin Hocanın bir gün karısı
ölmüş. Bir ay sonra kocası ölmüş dul
bir kadınla evlenmiş. Evlendiği kadın Hoca ya sürekli eski kocasını anlatıyormuş.Yine bir gün
yatakta kocasını anlatıyordu. İşte
benim kocam şöye yapardı,böyle yapardı. Hoca sinirlenmiş ve kadına bir tekme atmış ve kadın yere düşmüş.
-Kadın sormuş aman hoca niye attın beni. Hocanın cevabı hazır:
-Eee yatakta bi sen yatıyosun, bi ben, bide eski kocan. Üçümüz sığamadık sen de düştün.

Keşiş

Nasreddin Hoca fıkralarıKeşişin biri dünyanın en akıllı adamını bulmak için diyar diyar geziyormuş sıra Nasreddin Hocanın köyüne gelmiş ve köylülere sormuş:
– Sizin köyün en akıllı adamı kim?
demiş. Köylülerde:
– Nasreddin Hoca demiş.
Bunun üzerine keşiş köy meydanında
hoca ile görüşmeye başlamış ve eline bir çomak almış yere bir daire çizmiş. Nasreddin Hoca da çomakla daireyi ortadan ikiye bölmüş. Keşiş bir doğru daha çizerek daireyi dörde bölmüş. Hoca da dörde bölünmüş dairenin üç dilimine çarpı işareti koymuş. Keşiş
elleriyle aşağıdan yukarıya doğru hareket yapmış. Hoca da yukarıdan aşağıya yapmış ve keşiş büyük bir hayranlıkla hocayı tebrik etmiş.
Olup bitenden bir şey anlamayan halk keşişe ne olduğunu sormuş keşiş de:
– Bu adam gerçekten dünyanın en akıllı adamı. Yere dünya çizdim o ortadan ekvator geçer dedi. Ben dünyayı dörde böldüm o da dörtde üçü sudur dedi. Ben yerden buharlaşma sonucunda ne olur dedim o da yağmur yağar dedi.
Bu sefer hocaya neler olduğunu sorar halk hoca da:
– Bu adam oburun biri. Yere bir tepsi baklava çizdi ben de yarısı benim dedim. Daha sonra tepsiyi dörde böldü o zaman dört de üçü benim dedim. O da tepsi altından ateşi hafif hafif almalı dedi, ben de üstüne fındık fıstık ekelersek daha iyi olur dedim.

Beni Sormazsınız!

Nasreddin Hoca fıkralarıNasrettin Hoca, bir köyde vaaz veriyormuş. Vaazda Hazreti İsa’nin gögün dördüncü katında olduğunu da söylemiş…
Vaazdan sonra, bir kadın Hoca’ya yanaşmış:
– Hocam, Hazreti İsa, orada ne yer, ne içer? diye sormuş.
Hoca’nın tepesi atmış:
-Ey hatun, köyünüze geleli şunca zaman oldu, benim ne yiyip, içtiğimi sormazsınız da, Allah’ın peygamberini mi sorarsınız!

Kim Daha Büyük?

Nasreddin Hoca fıkralarıNasrettin Hoca’ya sormuşlar:
– Pâdişah mı büyük, yoksa çiftçi mi?
“Çiftçi büyük elbet” demiş Hoca ve eklemiş;
– Çünkü çiftçi buğday yetiştirip vermezse pâdişah acından ölür.

Parayı Severim Ama..

Nasreddin Hoca fıkralarıCimrinin biri, bir gün Hoca’ya: “Hoca Efendi!” demiş.
“Meğer sen de bizden imişsin!”
Hoca anlamamış.
Cimriye sormuş:
“-Ne gibi?”
Cimri:
“-Şöyle ki, seninde benim gibi parayı çok sevdiğini söylüyorlar!”
Hoca, cimriye şöyle bir bakıp:
“-Yalan değil, ama yanlış! Ben parayı sevmez değilim. Fakat beni, senin gibi cimri adamlara muhtaç etmediği için severim. Yoksa küplerde saklamak için değil!” demiş.

Hanımla Muhabbet

Nasreddin Hoca fıkralarıNasrettin Hoca bir gün karısına:
– “Hatun” demiş, “Şu bizim komşu, çarıkçı, Mehmet ağanın adı neydi?”

– “Kendin söyledin ya, efendi” demiş karısı, “Mehmet ağa.”

– “Canım, dilim sürçtü işte… Ne iş yapar diyecektim.” demiş Hoca.

– “A efendi” demiş karısı, “kendin çarıkçı demedin mi?”

– “Anlasana işte” demiş Hoca, “nerede oturuyor demek istedim.”

– “Efendi, bugün sana ne oluyor?” demiş karısı “Komşu” dedin ya…”

Hoca artık sinirlenmiş.
– “Aman be kadın… Seninle de bir türlü konuşulmaz ki!”

Oğlumun babası

Nasreddin Hoca fıkralarıOğlumun babası öldü de Bir gün Nasrettin Hoca’yı siyah elbiseleriyle görenler:

– “Ne oldu Hoca efendi” demişler, “bu gün karalar giymişsin?”

– “Oğlumun babası öldü de …” demiş Hoca, “O’nun yasını tutuyorum.

Hanımından korkmayan ayağa kalksın

Nasreddin Hoca fıkralarıNasreddin Hoca bir vaazında annelerin evlatları ve kadınların kocaları üzerindeki haklarından bahsediyordu…

– “Ey cemaat, içinizde karısından korkmayanlar ayağa kalksın” demiş. Herkes ayağa kalkmış. Hoca şaşkın şaşkın bakınırken, cemaatten biri:

– “Hoca efendi, yalnız sen ayağa kalkmadın. Demek, karısından korkan bir tek sensin!” demiş.

-“Çok haklısın”, demiş Hoca. “Allah, saliha kadınların kocalarına öyle mesuliyetler yüklemiş ki, o sorumluluklarım aklıma gelince yerimden kımıldayamadım!”

Cenazenin Neresinde Gitmeli?

Nasreddin Hoca fıkralarıYine bir gün komşudan biri vefat etmişti.Herkes işi bırakıp cenazeye gitmişti.
O sırada bir adam Nasreddin Hoca’ya yaklaşarak; “Hocam size sorum olacak” der ve şöyle devam eder:
-Acımız fazla büyük elbette sabretmeli, cenaze gotürürken neresinde gitmeli? Hoca:
-Elbette sonu budur her kulun, tabutta bulunma da nerde isterse orda bulun!

 

 

LGS SINAVINA KALAN SÜRE
6 HAZİRAN 2021
UA-110949892-2